CBME Türkiye | 13-16 Aralık 2023
Fuar Alanı | İstanbul Fuar Merkezi Hol 1-2-4-8
Ziyaret Saatleri | 09.30 - 18.30 (Çarşamba-Cuma)
09.30 - 16.00 (Cumartesi)
Çocuk moda tasarımcısı Türk modelistlerle tanışın! Yeni başladığımız röportaj serimizin ikinci konuğu Ayşe Ebru Kurtbağı. 10 sorudan oluşan röportaj yazımızda tasarımcı konuğumuz, sektöre yeni başlayacaklar için faydalı ipuçları paylaştı.
1984 Adana doğumluyum, lise ve üniversitede moda tasarımı eğitimi aldım. Hem okul döneminde hem sonrasında birçok farklı kurs, seminer ve eğitimlere katıldım, halen Marka İletişimi alanında eğitim almaktayım. 2009 dan bu yana Türkiye’nin ileri gelen perakende firmalarında tekstil ve aksesuar bölümlerinde uzman tasarımcı olarak görev aldım, şu anda da çocuk alanında tekstil aksesuar bölümü uzman tasarımcı olarak çalışmaktayım.
Ailemin kısa bir tekstil tecrübesi sayesinde ortaokul çağlarımda tekstille tanıştım ve atöyede geçirdiğim uzun saatler sonrasında hayatımın geri kalanında bu işi yapmak istediğime karar verdim. Sonraki eğitim hayatım boyunca bilinçli bir şekilde bu alanda eğitim almak için çabaladım diyebilirim. Bir kumaşa veya materyale dokunduğumda onunla yapabileceğim işlerin herhangi bir sınırı olmadığını hayal edebildiğiniz her şeyi yapabilmek beni her zaman heyecanlandıran ve üretmeye iten güç olmuştur.
Birçok klasmanda tasarım yapmış biri olarak çocuk grubunun kendine özel dinamikleri ve eğlenceli bir dünyası var. Bunun yanında aşılması gereken birçok zorlukta var tabii; çocuk güvenliği kriterleri koleksiyon sürecinde en önem verdiğimiz noktalardan biri. Diğer gruplarda edindiğim teknik bilgi ve becerileri çocuk güvenliği kıstasları ile birlikte kullanmak çok önemli. Zorlukları olsa da bu eğlenceli dünyaya kapılmamak imkansızdı.
Modadediğiniz gibi hızla gelişen ama bir o kadar hızla tüketen bir sektör bu anlamda modayı ve günceli yakalamak gün geçtikçe daha önemli oluyor, bu süreç de rekabeti çok çetin hale getiriyor diyebilirim. Bu çetin rekabet içerisinde çocuk modası en özel ve katma değeri en yüksek alan olarak görüyorum. Aileler, çocukları büyüdüğü için sürekli bir satın alma eğiliminde olmak durumundalar ve bunu yaparken de haklı olarak en iyisini almak istiyorlar. Dünya çapında çok büyük çocuk firmaları olmasına karşın yapılan araştırmalar ailelerin çocukları için alışveriş yaparken öncelikle güvendikleri markaları tercih ettiğini gösteriyor. Yeni kurulan Türk markalarının en büyük yanılgısı her şeyi aynı anda yapmak ve uzmanlaşmadan müşteriye çok alternatif sunmaya çalışma diyebilirim. Türkiye’de çocuk modasını başını çeken çok büyük parakende firması olsa bile çevrimiçi dönüşümle birlikte butik markaların daha çok şans bulacağını düşünüyorum. Yeni ve butik markalar önce sadece bir alanda uzmanlaşmalarını ve uzmanlaştıkları alanda müşterinin güvenini kazanmalarını öneriyorum
Aslında müşteride karşılığını bulabilmesi için hepsi bir arada olmalı. Özellikle değişen dünya içerisinde hem size hayatın içinde rahat hareket imkanı sağlayacak kadar ergonomik ve rahat, hem de kendinizi ifade edebileceğiniz ve sizi yansıtan özgün bir tasarım olmalı ki müşteri yüzlerce hatta binlerce alternatif arasından sizi, ürününüzü seçsin.
Koleksiyon oluşum süreci renk ve materyalle başlayıp ürüne dönüşen çok yönlü bir süreç diyebilirim, dünya trendlerini takip ettiğim siteler mevcut WGSN gibi moda haftalarını ve catwalkları çok sıkı takip ediyorum bununla birlikte yurt içi yurt dışı fuarlar koleksiyona en büyük girdileri sağlıyorlar. Fakat bu süreçteki en önemli kısım kendi müşterinizi tanımak ve ne istediğini anlamak. bütün bu girdileri kendi müşteri beklentilerinizi de göz önünde bulundurarak harmanlayıp koleksiyonu tamamlamanız çok önemli.
Aslında bu soruyu renklerin psikoloji üzerine etkisi olarak sınırlandırmamak lazım. Sadece çocuklar için değil hepimiz için hemen hemen aldığımız her ürünü psikolojik bir etki ile alıyoruz. Digital pazarlama, nöro marketing ve pazarlama sektörünün bütün unsurları bu psikoloji üzerine kurulu denilebilir. Çocuk modası olarak düşündüğümüzde ise renklerle birlikte lisans karakterlerinin (Elsa, Mickey Mouse, Minnie Mouse gibi) yarattığı etki çocukların ürünleri seçmesinde büyük rol alıyor.
Tabii ki dijital dünya artık sürecinizin en büyük kısmı, tasarımlarımızı bile digital ortamda hazırlamaya başlayıp neredeyse üretilene kadar bütün sürecini 3D olarak çalışıyoruz. Yeni normalde minimum kaynakla maksimum faydayı sağlamak çok önemli bu noktada sürdürülebilirlik en önemli basamaklardan; son dönemlerde özellikle yurt dışında birçok müşteri için karşılık bulmuş durumda. İlerleyen dönemde Türkiye pazarı içinde hak ettiği yeri bulacağına inanıyorum.
Dijitalleşme artık hiçbir sektörden kopartılamayacak şekilde birleşti. Moda her ne kadar materyale kumaşa dokunmakla çok ilgili olsa da bu dönüşüme ayak uydurmak zorunda. Artırılmış gerçeklikle üç boyutlu, adeta kumaşa dokunmuşsunuz hissi verecek kadar gerçek çizimlerle tasarımlar yapabiliyoruz.Artık catwalklar bile dijital ortamda gerçekleştiriliyor, yani dijital dünyaya uyum süreci tam hız devam ediyor.
Yeni arkadaşlara kendilerini geliştirmek için her fırsatı değerlendirmelerini ve mutlaka yukarıda bahsettiğim dijital dönüşümü yakalamak için çalışmalarını öneririm.
Yayınlanma Tarihi: 9 Şubat 2021
ABD'li Çocuk Moda Fotoğrafçısı Melanee Kate, 9 soruda çocuk modası fotoğrafçısı olmak isteyenlerle ipuçları ve içgörülerini paylaşıyor ve markaların koleksiyonlarını pazarlanmasında fotoğrafın taşıdığı öneme değiniyor.
DEVAMINI OKUYUN →
"Trend Postası" e-bültenine kayıt olarak, Türkiye ve global bebek ve çocuk ürünleri sektörüyle ilgili trend ve gelişmelerden anında haberdar olabilirsiniz.