Çocukluğumda bazı ânların hep filme kaydedildiğini hatırlıyorum. Büyükannemin fotoğraf çektiği, amcamın bizi ziyarete geldiğinde günlük etkinlikleri video kaydına aldığı anılarım daha dün gibi aklımda. Fotoğrafçılığa ilgim ardı ve süreci merak ediyorum. 11 yaşına geldiğimde Büyükannem bana bir Nikon F11 35mm fotoğraf makinesi hediye etti. Üniversiteye kadar kullandığım tek fotoğraf makinesiydi. Bugün halen duruyor ve en önem verdiğim eşyam olabilir.

Los Angeles’ta senelerce serbest fotoğrafçılık yaptıktan sonra ortak bir arkadaşımızın mezuniyet partisinde Janet Orsi adında muhteşem bir kadınla tanıştım. Janet, Orsi PR’ın sahibiydi ve müşterileri arasında Sanrio da vardı. O zamanlar ünlü bir fotoğrafçı olmak için merdivenlerin basamaklarından tırmanmaya odaklanmıştım ve çocuk fotoğrafçılığı konusunda yeğenlerimin ve kuzenlerimin fotoğraflarını çekmek dışında pek bir deneyimim yoktu. Orsi PR’ın, yeni projeleri Hello Kitty için bir fotoğrafçıya ihtiyacı vardı. Bir akşam yemeğinde ortak arkadaşım benim bir fotoğrafçı olduğumdan bahsetti ve çektiğim çocuk fotoğraflarını Janet’a gösterdi. Janet, sonraki hafta ona ve ekibine portföyümü göstermemi istedi. Çok heyecanlanmıştım! Hepimiz çok iyi anlaştık ve nihai hedefimizi anladık. Daha ne olduğunu anlayamadan çekimler için anlaşmıştım.

Çocuklarla çalışırken çok eğlendim ve çocuklarla çalışmak benim için bir anlam kazandı. Bu alanda, önceki çalışmalarımdan aldığımdan daha fazla keyif aldığım için de her şeyimi bu konuya adamaya karar verdim. Sonraları Orsi PR, beni Cherokee Global Brands ile tanıştırdı ve burada Cherokee, Point Cove ve Tony Hawk için çocuk kampanyaları fotoğrafları çekmeye başladım. Aslında bir akşam yemeğinde yapılan bir sohbet, kariyerimi çocuk moda fotoğrafçılığına yönlendirmemi sağladı.

 2. Sizce bu meslekte akademik eğitim ne kadar önemli? İlk işinizi nasıl buldunuz?  

Dürüst olmak gerekirse akademik çevre benim hiçbir zaman güçlü yanım olmadı. Okul hayatım boyunca öğrenme zorluğu yaşamış zayıf bir öğrenciydim sınıfımı son sıralarda bitirmiştim. Ancak küçük kasabamda kalırsam asla olmak istediğim bir fotoğrafçı olamayacağımı da biliyordum. Çalışmalarımın dergilerin sayfalarında, billboardlarda yer almasını istiyordum.

O zamanlar sanat okuluna gitmeye param yetmiyordu ama Spokane Falls Bölge Üniversitesine gitmiş, National Geographic için çalışan bir fotoğrafçı tanıyordum. Onun eserlerine hayrandım bu yüzden de onu örnek aldım ve gözümü de o okula diktim. Spokane’da birlikte kalabileceğim bir aile bile vardı. Fotoğrafçılık okumak, elimde eğitimimi uygulayabileceğim bir şeyler olmasını sağladı. En sonunda matematik, iletişim ve tarih bilgimi kullanmak için geçerli bir sebebim olacaktı. Üstelik en nihayetinde bazı konularda üstün başarı göstermiş olduğumu hissediyordum!

Okulda pek çok teknik beceri öğrenirken “sektör” hakkına çok fazla bilgi edinemedim. Küçük bir tavsiye: Eğer bir fotoğrafçı, ışık asistanı, dijital teknisyen vs. nasıl olunur öğrenmek istiyorsanız bunların hepsini güdü, tutku ve azimle başarabilirsiniz. Ancak pratikte deneyim kazanmak istiyorsanız hayranlık duyduğunuz fotoğrafçılarla birlikte çalışmayı (veya onların yanında staj yapmayı) deneyin. Öncelikle birkaç tanesine ulaşmaya çalışın. Asla kimin size dönüş yapacağını ve size bir fırsat tanıyacağını bilemezsiniz

Sektörü, gözlemleyerek öğrendim 

Bölge üniversitesinde birkaç yıl okuduktan sonra Los Angeles’a taşındığımda Industrial Color adında bir dijital kayıt şirketiyle çalışmaya başladım. Bu şirket, o zamanlar ülkedeki en iyi dijital kayıt şirketiydi. Orada yetiştim. Şirket içinde üst pozisyonlara çıkmak için çalıştım ve her pozisyonda bilgi edindim. Daha da önemlisi, etrafımda olup biten her şeyi gözlemleyerek sektörü öğrendim. 

Müşterilerin nasıl fotoğrafçı tuttuklarına, fotoğrafçıların kendi ekiplerini nasıl kurduklarına, yeteneklere ne şekilde muamele edilmesi gerektiğine ve prodüktörlerin bunların hepsini nasıl bir araya getirdiğine dikkat ettim. Serbest bir fotoğrafçı olmak için Industrial Color’dan ayrıldığımda sektörü biliyordum ve pek çok bağlantım vardı. Ama bu bile geçiş sürecini kolaylaştırmamıştı. Müşterilerin, vizyonlarını emanet edecekleri bir fotoğrafçı olmak için gereken her şeye sahip olduğumu kanıtlamak adına yine sıfırdan başlamam gerekti.

Reklam ajanslarına yüzlerce eposta attıktan ve pek çok toplantı yaptıktan sonra ajanslardan biri geri aradı ve bana onların ihtiyaçlarını karşılama fırsatı verdi. İlk reklam çekimim, planladığım gibi gitmedi. Hayal kırıklığına uğradım ama bunu çekim ve test çekimi yapmayı öğrenme fırsatı olarak gördüm ta ki bir çekimin ürkütücü koşulları ne olursa olsun çalışmalarımın beğenilmemesi gibi bir ihtimal olmadığını öğrenene kadar. 

3. Yetişkin  moda fotoğrafçılığını ve çocuk moda fotoğrafçılığını birbirinden farklı mı görüyorsunuz?   

Çocuk moda ve yetişkin moda fotoğrafçılığı, görünüşte çok farklı görünebilir. Ancak eğer her birini ayrıntılı olarak incelerseniz aslında ikisinin de amacının aynı olduğunu görürsünüz. İkisi de görüntülerle tüketiciye doğru mesajı vererek tüketiciye ürün satıyor. Çocuk modası alışverişi yapan bir tüketici, alıcıyla konuşan bir görüntüyü cazip bulacaktır. Örneğin ebeveynlerin çocuklarını nasıl gördüklerini düşünün. Oyuncu, düzensiz, içine kapalı, vs.? Tüketiciler, görüntülerin duyguları ne şekilde harekete geçirdiğinden hareketle ürün satın alıyorlar. Yetişkin modası söz konusu olduğunda gerçekten de karamsarlıktan ve cinsel cazibesi olan yaratıcı unsurlardan faydalanabilirsiniz. Yetişkin modası fotoğraf çekimlerini seviyorum. Ben de o modanın bir tüketicisiyim. Ancak kişisel olarak çocuk modası fotoğrafçılığına bir meylim var çünkü eğlenceli,oyunbaz, yaratıcı bir perspektife daha fazla olanak sunduğunu düşünüyorum

4. Şirket, marka veya koleksiyon pazarlamasında fotoğraf çekimlerinin önemini nasıl değerlendiriyorsunuz?  

Ortalama bir insanın, bir görsel hakkında bir fikri olması için yarım saniye yeter. Bir şirketi temsil eden görüntüler son derece önemli. Eğer bir marka, şirket veya şahıs onların fotoğrafını çekmeniz için size işe almışsa mesajlarını görsel markayla net bir şekilde temsil edebilmek için ödevinize çalışmanız can alıcı bir noktadır. Size işe alan müşteri için benzeri olmayan görüntüler yakalayamıyorsanız bir fotoğrafçı olarak işinizi yapamıyorsunuzdur. Size diğerlerinden ayıracak şey budur. İlk başta müşterinizle konuşurken soru sorun, beyin fırtınası yapın ve yaratıcı iç görünüzü sunun. Markanın mesajı hakkında ne kadar çok şey bilirseniz tüketicinin yöneleceği görüntüler çıkarmada o kadar başarılı olursunuz. Eğer tüketiciler görüntülerden hoşlanırsa ürünü satın alırlar, ki bu da mutlu bir müşteri demektir! 

5. İyi planlanmış bir fotoğraf çekiminin marka ve şirketlerin koleksiyonlarına nasıl bir katkıda bulunabileceğini düşünüyorsunuz? 

Bir fotoğrafçı olarak müşteri edinmek çok zor çünkü pazar oldukça rekabetçi. O müşteriyi doyurabilmek için elinizden gelen her şeyi yapmak istersiniz. Müşterinizin sadakatini koruyabilmek için elinizdeki en iyi araçlardan biri de hazırlıklı olmak. İşinize gösterdiğiniz saygının ve profesyonelliğin bir göstergesidir. Aslında eğer müşterinize iyi ellerde olduğunu gösterirseniz, onlar da kendilerini öyle hissedeceklerdir. Bunun için size beş kolay adım tavsiye
ediyorum:

•  Daima ulaşılabilir olun. Müşteriniz sizinle çalıştığı zamanlarda daima size ulaşabilmelidir. Bu  prodüksiyon öncesi ve sonrası için de geçerlidir. 
• Bir portfolio dosyası hazırlayın. Müşterinin, görsel olarak yapabileceklerinizi kavrayabilmesi açısından önemlidir.
• Go on a location scout and take test shots. Understanding your location will allow you to anticipate potential issues. It also is important to your pre-production process.
• Mekân keşfine çıkıp deneme çekimi  yapın. Konumunuzu anlamanız, olası sorunları öngörmenizi sağlayacaktır. Aynı zamanda prodüksiyon öncesi hazırlıklarınız açısından da önemlidir.

• Beklenmedik HER durumu planlayın. Çekim günü ne olabileceğini asla bilemezsiniz ama hava koşulları, yeteneğin çıkarabileceği sorunlar, ekipteki karışıklıklar vs. için mutlaka bir yedek planınız olduğundan emin olun.

• Bir çekim yapılacaklar listesi oluşturun. Konum, yetenek ve gardırobu çekimden önce eşleştirin. Müşteri tarafından onaylandıktan sonra bunun bir kopyasını çekim günü tüm ekibe dağıtın. Herkesin aynı görüşte olması önemlidir. 
•  

6.Moda şirketlerinin koleksiyon fotoğraf çekimine ve çocuk modası fotoğrafçılarına bakış açısı ne olmalı? 

Moda şirketleri, sezon takvimine göre çalışır. Ürettikleri numuneler, piyasaya sürülmeden çok önce verilir. Çoğu fotoğraf çekimi, yalnızca numunelerle yapılır. Moda şirketleri, sezonda ne çıkaracaklarına bağlı olarak iki ila dört fotoğraf çekimi yaparlar. Kış mevsiminde ben sonbahar yaz koleksiyonlarının fotoğraflarını çekerim. İlkbahar da sonbahar kış koleksiyonlarının fotoğraflarını çekerim. Eğer giyim şirketi, fotoğraf çekiminin stüdyoda değil de dış mekânda olmasını isterse hava koşullarını gözden geçirmemiz ve yaratıcı olmamız veyahut da iklime uygun bir mekâna seyahat etmemiz gerekebilir. Benim yaptığım fotoğraf çekimlerinin çoğu, reklam için yaşam tarzına ait görüntüler isteyen müşterilerim için bir hikâye anlatımı unsurunu yakalayacak mekanlarda gerçekleşiyor. Yazın ortasında kar yağdırmışlığımız veya kışın ortasında soğuk bir plajda mayo çekimi yapmışlığımız var. 

7. Sizce bu sektörde fotoğraf çekimlerinin fayda-maliyet dengesi ne şekilde? 

Fayda-maliyet dengesi konusunda müşterinin perspektifinden konuşamam. Fotoğrafçı olarak baktığımda reklam ücretleri müşteriye veya ihtiyaçlarına göre değişiyor. Eğer her sezon sizinle çalışması için bir müşterinin güvenini kazanabiliyorsanız her geçen yıl daha da iyi bir yer edinirsiniz. Özellikle de eğer bunun gibi birden çok müşteriniz varsa. Geri dönen iş, istikrar sağlar. Markalarının ve görünümlerinin, her çekime katma değer sağlanmasıyla uyumlu hale getirmenizi tavsiye ederim, bu şekilde siz onlara ne kadar değer verirseniz, onlar da size o kadar değer verir.

8.  Çocuk moda fotoğrafçılığı sizce nereye gidiyor? Pandemi döneminin sektörle olan ilişkisini nasıl değerlendirirsiniz? Dijitalleşmenin işinizi ne şekilde etkileyeceğini düşünüyorsunuz? 

Bence pandemi esnasında tüm işlerde olduğu gibi bu işte de büyük değişimler ve dönüşümler göreceğiz. Müşterilerimizin yanı sıra biz sanatçıların da faydasına olacak çözümler sunmak biz yaratıcı insanlara kalmış. Şu anda çok fazla fotoğraf çekimi yapılmıyor çünkü hala çocuklarla (veya çocuksuz bile) tüm gün sette olmak yüzde 100 güvenli değil. Çoğu markanın anne baba bloggerlarla ve çocuk modellere ulaşıp ailelerinden evde fotoğraf çekimi yapmasını istediğini görüyorum. Genç çocukları olmayan biri olarak anne babayla çalışma/müşterilere doğrudan ulaşma ve bir çekimi güvenli bir şekilde yapmak için onların güvenini kazanma olasılığını anlıyorum. İstedikleri görüntüleri çekerken endişelerine de çözüm getirmiş olabilirim. 

9. Türkiye’de çocuk moda fotoğrafçısı olmak isteyen çok az fotoğrafçı var. Türkiye’de moda çocuk fotoğrafçısı olmayan isteyen gençlere ne önerirsiniz? Bu alanda sizin düşüncelerinizi takip etmelerine yönelik bir ipucu verebilir misiniz?

Üstüne gidin derim! Eğer çocukları tanıyorsanız veya çocuğunuz varsa çocuklarla çalışarak ve onları hayatlarını yaşarken belgeleyerek pratik yapın. Oyun oynarken veya etkinlik yaparken hareketlerini gözlemleyin. Bu sayede markalar için özgün anlar yaratabilirsiniz. “Ödünç” giysi almak için yerel markalara ulaşın ve bir iki deneme çekimi yapın. Görüntülerinizi yerel ve ulusal editörlere gönderin. Portföyünüzde iyi bir çalışma veri tabanı oluşturduğunuzda dünya çapındaki markalara ulaşmaya çalışın ve onlardan kıyafet ödünç isteyin, bu görüntüleri dünya çapındaki editörlere sunun. Sağlam bir portföyünüz olduğunda iş fırsatları için çocuk markaları, reklam ajansları ve reklamcılara ulaşın. Portföyünüzü sunabileceğiniz birkaç çocuk dergisi olarak şu isimler var: Poster Child, Hooligans, Milk ve Babiekins.

10. Hayatta olan veya geçmişten en çok kimin fotoğrafını çekmek isterdiniz? 

Fotoğrafını çekmek istediğim o kadar çok isim var ki. Ama bu röportaj için bu listeyi kısaltıp çevre aktivisti genç Greta Thunberg diyebilirim. Tutku ve amaçla büyük hamleler yapan gençlere tanıklık etmek çok ilham verici. 

11. Sektöre ve çocuk moda fotoğrafçısı olmak isteyenlere söylemek istediğiniz veya eklemek istediğiniz herhangi bir şey var mı? 

Size destek olan kişileri bulun. Onların hikayelerini, podcastlerini dinleyin ve onlardan ders alın. Dijital çağın en büyük hediyelerinden biri de bilgi ve iç görüye özgürce ulaşabilmek. Başkaları, yıllar süren deneyimlerini ve hikayelerini paylaşıyorlar. Eğer onlardan ders çıkarıp size en özgü şekilde gitmek istediğiniz noktaya uygulayabilirseniz hedeflerinize ulaşmaya o kadar yaklaşırsınız. 

Yayınlanma Tarihi: 4 Aralık 2020